28 Ekim 2010 Perşembe

minik hakkında bilgi

İlk olarak kendimi tanıtmalıyım sanırım...
Minik,yani ben,küçük bir köyde doğmuşum..Doğumum oldukça olaylı geçmiş..O yıl inanılmaz derecede kar yağmış,yollar kapanmış..sonrası Türk filmlerinde görmeye alıştığınız sahneler...imece usulu minibüs itilir,hamile kadın bir an önce yan köydeki ebeye yetiştirilir...ve ben doğarım...Doğumdaki bu güçlükleri şimdilerde bir işaret olarak görüyorum,o zamandan belliymiş benim her işimin ters gideceği,beni zorlayacağı...Aslında doğmamak,sıcacık annemin karnında kalmak için baya mücadele etmişim ama ebe hatun izin vermemiş...Annemde var gücüyle ıkınınca ben mutlu mesut dünyamdan çıkmak zorunda kalmışım...Bu kısma neden bu kadar uzun yer verdim,bilmiyorum :)

Sonra boktan bir çocukluk dönemi..Bu kısım beni hep rahatsız etti..Aslında beni ben yapan dönemdir,ama yinede şimdilik pas geçiyorum..

10 yaşıma geldiğimde hiç sevmediğim ailem parçalandı,annem beni aldı,pederde erkek kardeşimi...Ve ben derin bir ohhhh çektim..Ohh çekmek için erkenmiş meğer...Sıkıntılı dönemlerin ardından bide sevdiğim insanları teker teker kaybetmeye başladım...

Hikaye, klasik parçalanmış bir ailenin yarı manyak bir kızının hikayesi gibi görünüyor,oldukça sıkıcı,kabul ediyorum...yazarken bende sıkılıyorum...itiraf ediyorum biraz daha sıkılacaksınız....

Mutsuzdum..Güçsüzdüm çünkü...Hayata yenik başlamıştım...Maddi manevi çöküntü içindeydim...Annem hem anne hem baba olmaya çalışıyorudu..Ama kimse iki kişi birden olamıyor...Annem hep "oldum"sandı :(

Liseye geldiğimde artık dayanamıyordum...Bi araba çarpsa,herşey bitse filan diyordum,ama ne mümkün...

Dışardan bakan kimse (annem dahil) içimde kopan fırtınaları görmüyordu...Sakin, kendi halinde,okulunda başarılı biriydim...Bi de böyle tipler vardır ya,fakir problemli bir ailenin tıp isteyen başarılı çocukları...İşte ben...Tıpda aklımda yoktu ya birileri soktu kafama...

Uzatmadan üniversiteye gelicem,(bu arada tabikide kazandım öss saçmalığını,hemde ilk girişimde :D ,ama tahmin edin hangi bölüm? tıp değil,şimdilik o kadar deyim...ama kader ağlarını örmüş olmalı,çünkü hergün tıp-doktor sayıklıyorum bugünlerde...)

Veee minik kuş uçmaz kervan geçmez bir ilde,sadece o üniversiteye gidenlerin varlığından haberdar olduğu dandik bir üniversitede (ama iyi bir bölümde diyerek kendimi tatmin edicem bir ömür)okumaya başlar...Burda edindiğim arkadaşım "zilli" den bahsetmeliyim...Kendisi hikayelerimde önemli bir şahsiyettir...Zira beni "tabu" ve "bal" ile zilli tanıştırdı..Zilli çok rahat yetişmiş,varlıklı bir ailenin kızı...Hımmm gerisini tahmin edersiniz...Zilli beni bilgisayar ve netle kaynaştıran kişidir aynı zamanda...İlk işi bana bir mail adresi almak oldu,sonra beni "bal" ile nette tanıştırdı...Bal zillinin eski bir arkadaşı,başka bir şehirde hayalimdeki bölümde okuyordu..Sadece bu bile ilk etapda etkilemesi için yeterliydi.Zira şimdiye kadar erkeklerle herhangi bir gönül ilişkim olmamıştı...Benim için gereksiz varlıklardı...Böyle derim hep ama en iyi arkadaşlarımda onlar oldu şimdiye kadar...Mesafe korumada üstüme yoktur,erkeklerle çok kolay,ama bi kızla mesafeli bir arkadaşlık yapamıyorsunuz...İlla vıcık vıcık olmalısınız...Neyse,ne diyordum...Hahh bal...

Bal....Ah bal....

devamı sonra ;)

blogum hakkında genel bilgiler

yazmayı düşündüğüm hikayeler "minik" "tabu" ve "bal" takma isimli üç kişiyle ilgili...bunlar gerçek kişiler...anlatmaya nerden başlayacağıma henüz karar vermedim,şimdilik izleyicimde olmadığı için acele etmiyorum..